Biden Döneminde Göçmen Politikalarında İyileşme Beklentisi
Seçilmiş Başkan Biden’ın seçim kampanyasında göçmenlere dair yaklaşımı şefkat ve insani muamele merkezliydi. Mültecilerin Amerika’ya ulaşmak için katlandıklarına saygıdeğer bir yaklaşımın yanında bekleme veya gözaltı merkezlerindeki gayrı insani koşullardan dolayı bir özeleştiri de görülmekteydi. Çok kalabalık gözaltı merkezlerinde uzun süre tutulan çocuklar Amerikan hükumeti için utanç vesilesi olarak nitelendirilmiştir. Mevcut Başkan Trump’ın birçok yaklaşımında olduğu gibi göçmenlerle ilgili durumu da ekonomik bir perspektifle ele alması, yaşanan dramların görmezden gelinmesi çok büyük acılara ve telafisi imkânsız zararlara neden olmuştur. Trump’ın bölünmüş ailelerin mağduriyetlerini, cüretkâr bir şekilde, manipüle etmesinin aksine, Biden ve ekibi çaresiz insanların çektiği çileleri Birleşik Devletler için utanç nedeni ve ahlaki bir mağlubiyet olarak görmektedir.
Durumun vehametini ifade edebilmek için an itibariyle Birleşik Devletler Göçmen mahkemelerindeki dava sayısının 1.300.000'e yaklaştığını belirtelim. Seçilmiş Başkan Biden’ın ahlaki bir mağlubiyet hatta utanç vesilesi olarak gördüğü mevcut durumu düzeltmek için bazı taahhütlerini de ifade etmekte fayda var.
1. Trump döneminin mağduriyetlerini gidermek için acil eylem planını hayata geçirilecek,
2. Göçmenler Amerikan toplumuna kabul edilecek, entegrasyon için gerekenler yapılacak,
3. Gelinen noktada mevcut ihtiyaçlara ve yoğunluğa insani düzeyde cevap veremediği görülen Amerikan göçmenlik sistemi ıslah edilecek, ahlaki sorumluluk önem kazanacak,
Biden’ın başkan yardımcısı olarak görev yaptığı, Obama döneminde DACA programı yürürlüğe konmuştu. Ancak başkan Trump’ın sona erdirme kararı aldığı ama Yüksek Mahkeme’nin hükûmet aleyhine verdiği kararları vesilesiyle halen yürürlükte olan DACA (Çocukluk Dönemi Ertelenmiş Eylem) programına eski haliyle işlerlik kazandıracağı da seçilmiş Başkan’ın taahhütleri arasında.
Biden’ın kampanyasının göçmenlere dair bir başka boyutu da Birleşik Devletler’e girişi zorlaştırılan / yasaklanan ülkelerle ilgili kısıtlamaların kaldırılacağı taahhüdüdür. Amerikan kamuoyunda Müslümanların Birleşik Devletler’e girişini engelleme düzenlemesi olarak adlandırılan ve Biden ekibince de “gücün kötüye kullanılması olarak“ görülen sürecin nihayetlendirileceği de önemli taahhütlerdendir. Biden Ekibi, Trump yönetiminin bu engellemelere gerekçe olarak gösterdiği güvenlik konseptinin rasyonel olmadığını ve bu uygulamanın Amerika’yı risklerden koruduğuna dair hiçbir delile dayanmadığı kanaatini kamuoyu ile paylaşmıştır.
Seçilmiş Başkan Biden’ın “Müslümanlara yasaklar” olarak adlandırılan, bazı Müslüman ülekelere getirlmiş Birleşik Devletler’e seyahat ve Amerika’nın bahsi geçen bu ülkelerden mülteci kabulünü yasaklayan kararlarını iptal edeceği de seçim vaatleri arasındaydı.
Biden Ekibi, Trump yönetiminin bu tip kararlarla iyice belirginleşen Müslümanlara karşı önyargılı olmasının Amerikan ekonomisine yarar sağlamadığına inanmaktadır. Yine Biden ekibi, Trump döneminin en çok tepki çeken bu uygulamalarından biri olan bu “discrimination”ın bugüne kadar ciddi emek ve fedakarlıklarla oluşmuş ve sonuçta Amerika’yı Birleşik Devletler yapan değerler bütününe çok ciddi zarar verdiğini beyan etmiştir. Seçilmiş Başkan Biden, bu tip uygulamaların uzun vadede terör örgütlerine malzeme vereceğini hatta terör örgütlerinin amaçlarına destek olabileceğini de kabul etmiştir.
Seçilmiş Başkan Joe Biden’in daha yönetimi devralmadan yüksek beklentilerin baskısı altında olduğunu ifade etmekte fayda var. Daha da ötesi Cumhuriyetçiler, 6 Kasım 2020’de yapılan son seçimle üçte biri yenilenen Kongre’nin üst kanadı olan senatoda çoğunluklarını korumayı başardılar. 6 Kasım seçimiyle tamamı yenilenen ve Kongre’nin alt kanadı olarak adlandırılan Temsilciler Meclisinde ise çoğunluk sekiz yıl sonra tekrar Demokratlar’ın eline geçti. Dolayısıyla yeni dönemde Joe Biden, Senatoda çoğunluğa sahip olamaması nedeniyle, sadece Temsilciler Meclisi üstünlüğü ile kısa vadede vaatlerini gerçekleştiremeyecektir. Görünen o ki, içinde bulunduğu nazik denge nedeniyle Biden, seçim vaatlerini veya normalleşme süreçlerini zamana yaymak suretiyle icra edebilecektir.
Göçmenlik hukuku ile ilgili mevcut ortamdaki zorlukları aşabilmek ve gelecekte normalleşme olduğunda da yeni imkanlardan yararlanabilmek için alanında uzman, yetkin avukatlarla çalışmanız lehinize olacak ve sizi öngöremediğiniz risklere karşı koruyacaktır.
New York, New Jersey ve Texas’taki ofisleriyle hizmet vermekte olan John Onal & Associates PC Hukuk Bürosu, Green Card, marka & patent başvuruları ve göçmen haklarına dair profesyonel destek sağlamanın yanında, Amerika’da şirket kurmak ve Amerikan vatandaşlığı başvuru süreci, ABD turist vizesi ve diğer tüm Amerika vizelerinin başvurusu ve yenilenmesine kadar oldukça geniş bir çerçevede yetkin avukatlar ve alanında uzman ekibiyle sizlere destek için hazırdır.
John Onal & Associates PC Hukuk Bürosu, Green Card ve vize süreçlerini takip etmenin yanında yatırımcılara da tüm eyaletlerde danışmanlık hizmeti vermektedir. Ekibimiz Amerika’da şirket kurmak, gerekli fizibilite çalışmalarını yapmak, pazar ve müşteri analizi konularında yardımcı olmak, yatırım, gayrimenkul, marka, patent ve telif hakları konusunda ileri düzeyde deneyim ve birikime sahiptir. Müşterilerini federal ölçekte ve uluslararası düzeyde temsilin yanında danışmanlık yapmakta ve her koşulda onların çıkarlarını korumaktadır. Avukat Onal ve ekibi, müvekkillerinin uluslararası seviyede başarılı bir ticaret yürütmesi konusunda vizyon odaklı olarak patentleme, marka alımı ve patent hakları projeleri geliştirmekte ve bu hakları korumak için özenle çalışmaktadır.